Pasifik Holding iştiraki Pasifik Eurasia, Çin Devlet Demiryolu şirketi China Railway ile yaptığı yeni anlaşmayla Orta Koridor`da yılda 1.000 trenlik taşıma hedefini devreye aldı. Savaşlar ve jeopolitik risklerin öne çıktığı dönemde, Türkiye-Çin hattı güvenli ve hızlı yeni alternatif olarak öne çıkıyor.
Küresel lojistik hatlarında savaşlar, ambargolar ve güvenlik tehditleriyle birlikte köklü bir değişim yaşanıyor. Rusya-Ukrayna savaşı sonrası Kuzey Koridoru`nda taşıma süreleri 15 günden 50 güne kadar çıktı, maliyetler ise önemli ölçüde arttı. Güney Koridoru ise potansiyeline rağmen güzergahtaki ülke ve bölgelerden kaynaklanan yüksek jeopolitik risklerle dikkat çekiyor.
Pasifik Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Erdoğan, bu ortamda Çin ile Avrupa arasında Türkiye üzerinden uzanan Orta Koridor`un daha güvenli ve hızlı bir alternatif olarak öne çıktığını söylüyor. 30 gün sürede tamamlanan taşımalar ve konteyner başına 500 ila 1.000 dolar arası maliyet avantajının hattın potansiyelini artırdığına dikkat çekiyor. Bu potansiyeli harekete geçiren somut adımlardan birini ise Çin ile imzaladıkları yeni stratejik iş birliği olarak tanımlıyor.
Hedef: 1.000 Tren
Bünyesinde dört ana sektörde 55 şirket bulunan, lojistiğin yanı sıra teknoloji, savunma sanayii, enerji, gayrimenkul ve inşaat sektörlerinde iddialı proje ve atılımlarla büyüyen Pasifik Holding`in bağlı iştiraki Pasifik Eurasia, China Railway ile yaptığı anlaşma kapsamında ilk etapta 10 blok tren seferi düzenleyecek. Bu taşımaların ardından hedef, yılda 1.000 trene ulaşmak. Şirket şu anda Orta Koridor`da yılda yaklaşık 300 tren taşıması gerçekleştiriyor.
Pasifik Eurasia, Çin`e giden taşımaların yüzde 95`ini tek başına üstleniyor. Yapılan yeni anlaşma, hattın taşıma kapasitesinin ve ticaret hacminin artmasını amaçlıyor.
Fatih Erdoğan, “Çin`in demiryolu taşımacılığında otorite konumunda olan bir şirket ile yaptığımız bu iş birliği önümüzdeki dönemde yeni fırsatları da beraberinde getirecek. Bu anlaşmayla Orta Koridor`da ciddi bir sıçrama hedefliyoruz. Bu hedeflerin daha da büyümesi ve hacimlerinin artırılması amacıyla yeni anlaşmalar için de çalışmalarımız devam ediyor” dedi.
Fatih Erdoğan, taşımaların düzenli hale gelmesiyle birlikte hedeflerinin sadece 1.000 trenle sınırlı olmadığını da belirtti ve ekledi:
“Biz bunu bir başlangıç olarak görüyoruz. Hedefimiz bu sayıyı birkaç yıl içinde çok daha yukarı taşımak ve Çin–Avrupa hattında Türkiye`nin rolünü büyütmek.”
Şirket, 27–29 Haziran tarihlerinde düzenlenecek Küresel Ulaştırma Koridorları Forumu`nda yeni iş birlikleri imzalamayı da planlıyor. Erdoğan, “Bu forumda Çinli muhataplarımızla yeni stratejik anlaşmalar yapmayı hedefliyoruz. Pasifik Eurasia olarak bu gelişmelerin merkezindeyiz,” diye konuştu.
Türkiye Merkez Olma Yolunda
Orta Koridor, Çin`den başlayarak Kazakistan, Hazar geçişi, Azerbaycan ve Türkiye üzerinden Avrupa`ya ulaşıyor. Uzman raporlarına göre bölgedeki yük hacmi 2030`a kadar yüzde 50 artacak. Türkiye, dijitalleşme, yeşil enerji ve gümrük modernizasyonu yatırımlarıyla bu büyümeden daha fazla pay alma hedefinde.
Fatih Erdoğan, bu kapsamda demiryolu taşımacılığının Türkiye`nin stratejik konumunu güçlendireceğini vurgulayarak, “Bu koridor sadece ekonomik değil, siyasi ve jeopolitik dengeleri de etkiliyor. Türkiye artık geçiş noktası değil, lojistik merkezidir” dedi.
Pasifik Eurasia, hattın kapasitesini artırmak için Zengezur Koridoru, çift hat demiryolu yatırımları ve dijital sınır geçiş sistemleri üzerinde de çalışmalar yürütüyor.
Türkiye`nin AB tedarikinden daha büyük pay alma hedefi ile yeşil dönüşüm ve dijitalleşme odaklı yatırımlar yaparak Asya, Avrupa ve Afrika`nın tam ortasında bir lojistik merkez olarak konumlanması gerektiğini de ifade eden Erdoğan, “2023`te 9,4 trilyon dolar olan küresel lojistik pazarının 2033`te 20 trilyon doları aşacağı öngörüsü, Türkiye için bir büyüme fırsatı yaratıyor. Ayrıca e-ticaret, şehirleşme ve refah artışı gibi yapısal eğilimler de demir yolu taşımacılığına olan talebi artırıyor” dedi.
